Uyku hızlı göz hareketlerinin olduğu ve olmadığı 2 farklı tipte gerçekleşiyor. Uykunun ana amacı nöron yani sinir hücreleri için gereken enerji molekülü ATP depolarının yenilenmesi. Bunun dışında büyüme hormonu salgısı da büyük ölçüde uykuda gerçekleşiyor. Yine uykuda salgılanan çok önemli hormonlardan biri beyinde bulunan ve pineal bez denen dokudan salınan melatonin. Melatonin’in pek çok düzenleyici işlevi var ve bunların arasında bağışıklık sisteminin uyarılması da var. Night-shift / gece vardiyasında çalışan kadınlarda melatonin dengesinin bozulduğu ve memenin kötü huylu tümörlerinin arttığını gösteren çalışmalar dahi mevcut. Deney hayvanlarında ise uykusuzluk yara iyileşmesinin azalmasına ve bakterilerin hızla çoğalmasına sebep oluyor. Uykunun bir diğer fonksiyonu “memory processing” denilen “hafıza işlenmesi”. Uykuda kişi için mesleğine dair, yeteneklerinin gelişimi için faydalı olacak tecrübelere dair ve sevdiği kişilerle olan etkileşimlere dair önemli anılar korunurken, gereksiz anılar siliniyor. Kafein gibi uyarıcı ajanlarla uyku baskılansa bile, bu baskılanmış ihtiyaç azalmış hafıza özellikleri nedeni ile faydasını yitiriyor. Uyku esnasında uygun oksijenlenmenin de önemi çok büyük. Horlamalar ve nefes durmaları ile seyreden uyku apnesi sendromunda hem gün içi kognitif / bilişsel fonksiyonlar bozuluyor hem de bu hastaların tedavi edilmediğinde kronik dönemde daha fazla hafıza ile ilgili rahatsızlıklara yakalandığı gösterilmiş.