İleri Evre Meningiom Tedavisinde Mifepriston ve Hidroksiüre

Meningiom’lar beyin tümörlerinin yaklaşık 3’te birini oluşturur. Bu tümörlerin %90’u selim seyirli ve cerrahi ile şifa sağlanabilir tümörler olmakla birlikte; %10’u Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Evre-2 ve WHO Evre-3 kanserlerdir ve doku içerisine yoğun invazyon (giriş, nüfuz etme) nedeni ile tekrarlar ve hatta WHO Evre-3 meningiom’lar sinir sistemi organlarının dışına dahi metastaz yapabilir (sıçrayabilir). Henüz WHO Evre-2 ve WHO Evre-3 tümörler için cerrahi ve radyoterapi dışında etkinliği kanıtlanmış bir ilaç tedavisi bulunmamaktadır. Az sayıda hasta ve küçük vaka serilerinde bir progesteron antagonisti olan (progesteron etkilerini durduran) mifepriston’un dramatik tedavi edici etkileri gözlenmiştir. Ancak 2015’de yayınlanmış SWOG S9005 çalışmasında cerrahi ile çıkarılamayan meningiom’lar açısından mifepriston’un etkisi kanıtlanamamıştır. Geniş serilerde yapılan çalışmaların hem avantajları hem de dezavantajları söz konusudur. SWOG S9005 çalışmasında ana kriter “cerrahi olarak çıkarılamama”dır, ancak vakalar patolojik evrelerine ve biyobelirteçlere göre ayrılmamıştır. Belki mifepriston tüm ileri evre meningiom’larda olmasa bile seçili vakalarda etkili olabilir. Mifepriston’un az bilinen bir başka özelliği myeloprotektif olmasıdır, yani kemik iliği hücrelerini koruyucu özelliği vardır. İleri evre meningiom tedavisinde az da olsa faydası olabileceği düşünülen ilaçlardan biri hidroksiüre’dir, küçük bir molekül olduğu için kandan beyin dokusuna kolayca nüfuz edebilir. Ancak hidroksiüre yüksek dozda kemik iliği için toksiktir (zehirleyicidir). Biz bu makalemizde mifepriston ile hidroksiüre birlikte kullanıldığında hem saldırgan (ileri evre) meningiom’larda artmış tedavi edici etki sağlanabileceğini hem de kemik iliği üzerindeki toksik etkilerin azalabileceğini savunduk.