Günlük yaşamı olumsuz etkileyen hastalıkların başında gelen bel fıtığı, bacağa vuran ağrı, uyuşma, yürüme ve oturmada güçlük gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Bel fıtığı, üzerinde en çok konuşulan ve hatta hakkında doğru bilinen yanlışların en fazla olduğu hastalıkların başında geliyor.
Bel Ağrısının Kaynağı İyi Araştırılmalı
Bel fıtığını tetikleyen birçok neden vardır. Obezite, hareketsizlik, sigara kullanımı, günlük yaşamda omurga fizyolojisine uygun hareket etmemek, meslekle ilgili faktörler bunların başında gelenlerdir. İnsanların % 90’ ı hayatının bir döneminde bel ağrısı ile karşı karşıya kalmaktadır. Her bel ağrısının bel fıtığından kaynaklanmadığı bilinmelidir. Tüm bel ağrılarının % 5’i bel fıtığına bağlı olarak meydana gelmektedir. Yapılması gereken kişinin yakınmasına sebep olan bel ağrısının bel fıtığına bağlı olup olmadığının belirlenmesidir.
Uyuşma ve Güç Kaybı Fıtık Belirtisi Olabilir
Bel fıtığında ağrı belde varken kalça ve bacağa yayılma eğilimi gösterir. Bu yayılma tek taraflı olabileceği gibi iki taraflı da gerçekleşebilir. Ağrıya eşlik eden bacakta uyuşma ve kuvvet kaybı gibi bulgular fıtığın habercisi olabilir. Ağrı zaman zaman olup geçen bir özellik gösterebildiği gibi giderek artan bir karakter de gösterebilir. Muayenede hasta sırt üstü yatarken bacak kaldırıldığın da kalçadan bacağa doğru yayılan ağrı olur ve bacak kaldırıldıkça bu ağrı hissi artar. Bunun yanında ayakta ileri geri hareketlerin bir kısmında güçsüzlük tespit edilebilir. Modern tanı yöntemlerinden Lomber (bel) MR incelemesi ile bel fıtığı teşhisi kolaylıkla konulmakta tipi ve derecesi belirlenebilmektedir. Ancak bel fıtığının teşhisinde altın standart, klinik muayene ve hekimin gözlemleme tecrübesidir.
Bel ağrılarının ancak %3’ü ameliyat edilmesi gerekli bel fıtıklarından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle doktor muayenesi sonuçlarına göre ilaç, yatak istirahati, fizik tedavi ve belde enjeksiyona dayalı ağrı tedavileri planlanmaktadır. Alınan bu önlemlere karşın geçmeyen ağrı, geçip tekrar başlayan ve kişinin hayatını etkileyerek iş ve yaşam kalitesini düşüren ağrı, ayakta güç kaybı ve idrar veya büyük abdesti kontrol edememe gibi durumlar varsa cerrahi yöntemlere başvurulması gerekmektedir.
Ameliyat Sonrası Kısa Sürede İş ve Sosyal Yaşama Dönüş Sağlanıyor
Bel fıtığının cerrahi tedavisinde ağırlıklı olarak “Mikrodiskektomi” ve “Endoskopik diskektomi” yöntemleri kullanılmaktadır. Her iki ameliyatta 2 cm’den küçük kesi yapılmaktadır ve hasta için son derece konforludur. Ameliyat bölgesinde dikiş bulunmamaktadır. Hastalar 6 saat sonra yürütülüp, bir geceyi hastanede geçirdikten sonra taburcu edilmektedir. Hangi yöntemin seçileceği hastaya göre belirlenmektedir.
Yaşam Tarzı Düzenlenmelidir
Kişi tedavilerle iyileştiğinde bir daha bu durumun ortaya çıkmaması ve oluşmuş olan fıtığın küçülmesi için gerekli önlemler ve egzersiz programı öğretilmektedir. Kişi uzun süre aynı pozisyonda kalmamalı, oturma ve ayakta kalma süresi 45 dakikayı geçmemelidir. Oturulan koltuklarda bel kavsini destekleyen bir yastığın kullanılması alışkanlık haline getirilmelidir. Yere eğilmek yerine çömelerek işlerin yapılmasına özen gösterilmelidir. Yatmak için yaylı ortopedik yatak seçimine dikkat edilmelidir. Yataktan kalkarken, yan yatılarak kollardan destek alınarak oturulmalı, sonra ayağa kalkılmalıdır. Ayrıca gerekli ise kilo kontrolü bakımından bir diyet programını tavsiye edilmektedir.