Uyanık beyin ameliyatları ile temel fonksiyonlar korunuyor!
Birçok ameliyat genel anesteziyle yapılsa da nöroşirurjinin alanına giren bazı cerrahilerde hasta uyanık olabiliyor. Bu sayede beynindeki tümörün alınması gereken hastaların konuşma, hareket etme gibi temel fonksiyonlarında ortaya çıkabilecek kayıpların önüne geçiliyor.
Beyin cerrahisi denildiğinde gözümüzün önünde kesilen saçlar, açılan kafatası, incelikli ve akıl almaz ameliyatlar geliyor. Tüm bunlara bazı operasyonlarda hastanın uyanık olduğu bilgisi de eklenirsek herhalde şaşkınlığın boyutu daha da artabilir. Normal şartlarda canlı bir bedende cerrahi yaparken bunun ağrısız ve yüksek kalitede olmasına özen gösterilir. Burada amaç, hastanın ağrı duymasını engellemek. Ağrılı bir beyinde işlem yapmak zor olduğu için anestezi uygulanıyor. Ama bazı ameliyatlarda hastanın uyanık olması gerekebiliyor.
Hangi Hastalar Bu Tür Ameliyatlara Alınıyor?
Bu ameliyatları yaparken iki yol izliyoruz. Birinde beyin cerrahisine özel bir anestezi tekniği uygulanarak, kişi derin uyutuluyor. Diğerinde ise girişim yapılacak yere lokal anestezi verilerek, hastanın ağrıyı hissetmesi engelleniyor. Aslında beyin ameliyatlarının genel anestezi altında yapılması hekim açısından yarar sağlıyor. Çünkü operasyon sırasında hastaya özel bir pozisyon veriliyor. Bazen hastanın yan yatıp, kafasının da öne doğru dönük olması gerekiyor. Bu pozisyondaki hastanın da bunları hissetmemesi için derin uyutulması önem taşıyor. Beyin cerrahisinde genel anestezinin gerekliliği de buradan kaynaklanıyor. Öte yandan genellikle kullanılmayan lokal anestezi imkanı da var. Eğer tümörler, beynin fonksiyonel alanlarına yerleşmişse ameliyatların lokal anesteziyle gerçekleşmesi gerekiyor.
Kraniotomi Nedir?
Kelime anlamı kafaya pencere açmak olan kraniotomide, hasta uyanıkken pencere açılıyor, tümör alınıyor ve tekrar kapatılıyor. Konuşma merkezine, kol, bacak ya da göz hareketlerini sağlayan bölgeye yerleşmiş bir tümör düşünün. Bu merkezler birden çok yerden emir alarak, önemli fonksiyonları yerine getiriyor. Tümör buralara yerleşmişse yapılacak ameliyat da büyük risk taşıyor. Çünkü tümörü çıkarmak hastanın hayatını kurtarsa da uyandığında o merkezle ilgili fonksiyonunu kaybetmiş olabiliyor. Tıp ilerledikçe beklentiler de artıyor. Bugünkü mikrocerrahi yöntemiyle, yüksek teknoloji kullanılarak mikroskobik olan alanlara bile ulaşılabiliyor. Cerrahlar bu merkezlerde işlem yaparken kasın onlara yardımcı olmasını, hareketlerini görmeyi ama hastanın konforunu kaybetmeden, acısız cerrahi deneyim yaşamasını istiyor. Bu talepler de uyanık ameliyatlarını gündeme getiriyor.
Kişi Cerrahinin Tümünde Uyanık Oluyor Mu?
Elimizdeki yüksek teknoloji hastayı uyandırma süremizi kısıtlı tutuyor. Yani ameliyat dört saat sürüyorsa, bu sürede cerrahın asıl risk alacağı konu, hasta genel anestezi altındayken beyin fonksiyonlarını ölçebilmek! Ancak bir noktada yeteri kadar güvenlik sağlanmıyor. Dolayısıyla hastanın cerrahinin yalnızca bir bölümünde uyanık olması gerekiyor. Örneğin, yaklaşık dört saat süren bir cerrahide hasta 40 dakika uyanık oluyor. Tümör; konuşma, hareket gibi hayati ve yaşam konforu açısından önemli merkezlerdeyse hasta uyandırılıyor. Bu sürede kasların hareketleri gözlemleniyor. Tümör alındıktan sonra hasta tekrar uyutuluyor ve ameliyat tamamlanıyor.
Cerrahi Sırasında Her Şey Yolunda Gitse de Ameliyat Sonrasında Herhangi Bir Sorun Yaşanma İhtimali Var Mı?
Bu gibi tablolar bir komplikasyona işaret ediyor. Örneğin, ameliyatın ardından kafatasında kan sızabiliyor, beyne hematom basabiliyor. Tüm bu ihtimallere karşı kanama varlığının kontrolü için ameliyattan bir saat sonra hastaya tomografi çekiliyor. Öte yandan eğer ameliyat sırasında hastanın fonksiyonlarını kaybettiğini, örneğin konuşmasının bozulduğunu fark edersek duruyoruz. Bir süre bekledikten sonra bu sorun düzeliyor. Yani nerede duracağımızı bize hasta söylüyor.
“Bu ameliyatlarda anestezi büyük önem taşıyor. Merkezimizde görevli anestezi uzmanı da bu doğrultuda ABD’de uyanık cerrahilerde anestezi uygulaması üzerine özel eğitim aldı.”
Her Hastaya Uygulanamıyor
Uyanık beyin ameliyatı belli vakalarda büyük önem taşısa da psikolojik durumu buna uygun olmayan hastalara önerilmiyor. Bu cerrahilerin uygulanacağı kişinin psikoterapiye ve telkine uygun olması gerektiğini belirten Prof. Dr. İlhan Elmacı, “Ameliyat kararını beyin cerrahı, psikolog ve anestezi uzmanı ortaklaşa alıyor. Ortalama 100 beyin tümörü ameliyatının 10’u uyanık yapılıyor. Aksi halde bu kişiler bir uzvunu kaybedebiliyor. Ameliyat sırasında genel anestezi altındaki hasta nöromonitorizasyon, EMG ve EEG gibi monitorizasyonlarla kontrol ediliyor. Bu uygulamalar yüzde 80 oranında güvenlik sağlıyor. Dünya çapında da bu ameliyatların uygulanma oranı yaklaşık yüzde 10. Belli merkezlerde yapılan uyanık beyin ameliyatları hasta açısından faydalı olduğu için ideal hasta grubunda yapılması tavsiye ediliyor” diyor.